15 Aralık 2014 Pazartesi

On iki Hayvanlı Türk Takvimi





Tarihte her medeniyet gibi Türkler de zamanı kaydetmek için bir takvim kullanmışlardır. Bugün bu takvim kullanılmasa da bazı ananelerde halen etkisi devam etmektedir. Türklerin Kullandığı bu takvim on iki hayvanlı Türk takvimidir.

Türk tarihinde zamanda geriye gidildikçe yazılı kaynağın azalmasından dolayı on iki hayvanlı Türk takviminin Türklerde ilk ne zaman ortaya çıktığı tam tarihi bilinmiyor. Ama MS 48 yılında Çinlilerde görülmeye başlanmış. MÖ 1 yy'da ise Çinliler tarafından bilindiğine dair işaretler bulunmakta. Türkler dışında Çinliler, Tibetliler, Moğollar ve daha sonra Moğolların etkisi ile diğer Orta Asya topluluklarına yayılmıştır. 

Takvim 12 yıllık dönemlerde oluşmakta ve her yıla bir hayvanın ismi verilmekte. Sıçan ile başlayıp Domuz yılı ile 12 yıllık döngüyü tamamlar. 

1. Sıçgan - Sıçan
2. Ud - Sığır
3. Bars - Bars
4. Tavışgan - Tavşan
5. Lu - Ejder
6. Yılan - Yılan
7. Yond - At
8. Koy - Koyun
9. Biçim - Maymun
10. Taguk - Tavuk
11. İt - Köpek
12. Tonguz - Domuz

Türk takvimi dünyanın güneş çevresinde dönmesini esas almakta. Güneş yılı bu takvime göre 365 gün 5 saat 50 dakika 47 saniye olarak Uluğ Bey tarafından hesaplanmış daha sonraki tarihlerde. Bunun yanında Ay takvimini de kullandıkları fakat aradaki farktan dolayı yıla eklenti yaparak takvimi sabit tuttukları da görülmekte. Ama esas takvim Güneş yılına göre alınmakta. Yıl başı olarak Nevruz'u almaktadırlar. Türklerin Güneşin konumundan oluşan Burçlar konusunda bilgisi olduğu belirtilmiştir. 

Bir yılı 12 aya bölüyor günümüzdeki gibi. Birinçay (birinci ay), ikinçay (ikinci ay), üçünçay (üçüncü ay), dördünçay (dördüncü ay), beşinçay (beşinci ay), altınçay (altıncı ay), yedinçay (yedinci ay), sekizinçay (sekizinci ay), dokuzunçay (dokuzuncu ay), onunçay (onuncu ay), onbirinçay (on birinci ay), onikinçay (on ikinci ay) diye adlandırılmış.

Mevsimlerde dörde bölünmüştür. Oğlak ay (ilkbahar), Ulu Oğlak Ay (yaz), Uluğ Ay (sonbahar), Ay (kış) şeklinde adlandırmışlar.

Bir günü 12 kısma ayırmışlar ve her birine çağ denmiş. Her çağda sırası ile bir hayvan adını almakta. Bir çağ 2 saate karşılık gelmekte. Bir çağ sekiz Keh'ten oluşuyor. Buda 15 dakikaya karşılık geliyor. Daha altlara giden hesaplamaları da var. Fakat onlara değinmeyeceğim. Kitapta geniş şekilde değinilmiş.

Neden bu kadar geniş bilgi verdiğimi size açıklamak isterim. Zaman konusu ve bunun hesaplanması medeniyetler bakımından çok önemli bir gelişmişlik göstergesidir. Bundan dolayı 12 Hayvanlı Türk Takviminin o dönemde ne kadar günümüze yakın şekilde bir takvim oluşturduklarını göstermek istedim. 

Türkler neden Nevruz'u yıl başı aldığını kısa olarak değinecek olursak. Bu gün Türklerin Ergenekon dan çıktıkları gündür. Türklerin bu efsanesinde yok olmanın eşiğine gelip Ergenekon denen yere saklanıp burada tekrar  çoğalarak dışarı çıkmalarını anlatır. Her yıl bu günün anısına Türkler hususi bir merasim düzenlerler. Merasim ile bir demir parçasını ateşle kızdırırlar, Han bu demiri örs üzerinde çekiçle döver. Halk bu günü kutlu sayar ve çeşitli etkinlikler ile kutlarlar. Bunun bir şeklide kutsal mağaralara gidip ayin yapıp saygılarını sunmaktır. Ergenekon düşüncesi halen Türkler arasında yaşamaya devam etmektedir. Türkiye de etkisini çok görmeseniz de diğer Türk devletlerinde ve topluluklarında daha canlı şekilde kutlanmaktadır. Bizimde bu kültürü daha çok canlandırmamız gerekiyor.

Osman Turan'ın yazdığı bu kitap şuan için bu konudaki tek ve en gelişmiş kaynak. Kitabın içinde yıllara verilen isimlerden bir çok konu üzerinde akademik tartışmaları da öne çıkartarak incelemiş. Şuan ki zamana göre Türk Takviminin hesaplanmasının nasıl yapılacağını formülünü de sunmuş. Bunun yanında burada bahsetmediğimiz gelenekler, düşünceler gibi çeşitli Türk Kültüründe olan şeyleri de hoca değinmiş kitabında. Türk Kültürü ve Tarihini araştıranların okuması gerektiğini düşündüğüm bir kitap.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...