1 Eylül 2017 Cuma

Türk Din Etnolojisi



Türklerin dini geçmişi zaman içinde farklı coğrafyalarda farklı dini inançlarla kesişti ve son olarak 19. yıllardan genel topluluk olarak İslam dini benimsemeleri ile bir noktaya geldi. Bu aşamaya kadar geçen süreçte Türkler eski dinleri olan Gök Tanrı dini ve Şamanizmi hiç bırakmayarak yeni benimsedikleri dinlerin içine yerleştirmeyi başardılar. Bu eski inançlarını öyle güzel yeni benimsedikleri inançların içine yerleştirdiler ki bugün dahi bu eski inançların bakiyelerini toplum olarak yeni inancın bir gerekliliği olarak görüyoruz.

Kitapta Türklerin benimsedikleri dinler üzerine kısa bilgiledirmeler verdikten sonra Şamanizm konusuna geniş bir yer ayırmakta. Şamanizm'in ne olduğunu anlatıp. Şuan ki konumunu ve onu canladırma çabaları üzerine durmuş. Şamanizm ile bitkilerin, hayvanların arasındaki bağlantıyı anlatmış. Daha önceki kitaplarda şamanizm hakkında bilgiler vermiştim. İleriki kitaplarda da buna tamamen gireceğim için burada bahsetmeyeceğim. Tabi buradaki anlatım tam araştırmalara girdiğimde eksik kalacağını gösteriyor.

Kitabın ise bana göre bilgi verici tarafı ise halen Orta Asya da Gök Tanrı inancı olarak yaşatılmaya çalışan Ak Can (Ak Din) dir. Bu inanç Gök Tanrı inancının devam eden şekli olarak sunulsa da tarihi geçmişi biraz siyasi, biraz dini ve baskıdan doğan kurtuluş yolu gibi göründü bana. 19. yy'da Rusların Orta Asya Türkleri üzerine gösterdikleri dini baskı (ortodoskluk) daha sonra onları Ruslaştırma politikasına dönüşmesiyle birlikte Orta Asya Türkleri büyük sıkıntı içine düşüyorlar. Bir gün Ak Çolpan adlı bir çobana at üzerinde iki yaşlı bireyin ona 20 emri tebliğ etmesiyle bu din doğmuş oluyor. 20 Emir'e bakıldığında bu dinin eski bazı inançları yıkmaya, Rus baskılarına karışı direniş göstermeye ve yeni bir yön tayin etmeye yönelik olduğunu yazar belirtmiş. Daha sonra Rus Çarlığının yıkılması ve dinlere karşı gösterilen tutumlar neticesinde bu inanç şekli takibe alınmış. Üzerine davalar açılarak inananlar baskı altına alınıp hapse atılmış. Daha sonra çeşitli şekillerde tekrar canlandırılmak istenerek bir bölgeye umut olmuş. Bundan sonar tekrar bir diriliş çabası ile farklı bir şekle evrilerek ortaya çıkmış.  Ak Can konusunda araştırma yapan Natalya Aleksandrovna ile soru cevap şeklinde bir yazıda kitapta bulunmakta.

Bu kitapta beni ilgilendiren konu yukarıda da dediğim gibi Ak Din oldu. Bunun geçmişi bilmek nasıl ortamda ne şartlar altında ortaya çıktığını okumak bilgilendirici oldu. İleri ki kitaplarda çünkü bu dini halen yaşayan Tengricilik olarak göreceğiz. Bu konuda fazla bir bilgi olmasa da merak edenlere kitabı tavsiye ederim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...