12 Mart 2016 Cumartesi

Genç Bilimadamına Mektuplar




İlk üniversiteyi kazandığımda yanımda bir tane kitap götürmüştüm. Tübitak yayınlarından çıkan genç bilim adamına öğütler adında bir kitaptı. O zamandan bu yana hep bilim insanı olmak istedim ama benim gibi bir insanın Türkiye şartlarında buraya ulaşması kolay olmuyor.

Bilim aslında dünya çapında çok önemli bir şey. Ülkemizde önem verilmese de herkesin bildiği gibi teknolojiden, tarihe, insanoğlunun tarihinden, güneş sistemine oradan evrene uzanan çok geniş bir alanı kapsar. Bunların hepsinin keşfedilmesi, bunlar hakkında yeni bilgilerin ortaya çıkması, yeni teknolojilerin üretilmesi hepsi bilim sayesinde olur. Bir toplumun bilimsel düşünebilme yetisi onları çok ileri götürür. Ne yazık ki ülkemizde eğitimli insanlardan tutunda, akademilere kadar bilimsel düşünme yeteneği genel olarak yok. Bu düşünme yeteneğinin olmaması büyük sorunlara neden oluyor. Bir konuyu ele alırken düşüce işleyişimiz düzgün ve sistemi olmuyor. Gerçeklere inanılacak yerde sözlere ve hurafelere inanmak artıyor. Yurtdışında insanlar bilim yapmak için akademiye girerken bizde daha çok kolay para kazanmak için girmeye çalışıyorlar. Bu konuda ülkemizde dert çok ve giderek geriye doğru yol alıyoruz.

Kitaba gelirsek; yazarın Biyoloji Profesörü olmasından dolayı tecrübelerini bu yönde bize aktarıyor. Kendi alanının karıncalar olması ayrıca karıncalar hakkında bir çok bilgi öğreniyorsunuz. Bilim dünyasında yol alırken nelerle karşılaşılacağını anlatarak bize bir yol harita çizmeye çalışmış. Kendi yaşadığı ülkeye göre bazı şeyleri değerlendirse de genel olarak dünyanın her yerinde bilim insanı olma yolunda karşılaşılacak şeyler. Türkiye deki şartları da ben içinde bulunduğum durumdan tecrübe edindiğim fikirlerimi söyleyeceğim. 

Bir bilim konusunda alıntı yaptık mı hep Albert Einstein aklıma gelir. Orta okuldan bu yana en sevdiğim bilim insanları arasında yer alıyor. Neyse, bir gün bir kadın Einstein'nın yanına gelir ve der ki "çocuğumu ileride iyi bir insan olmasını ve bilim ile ilgilenmesini istiyorum, hangi kitapları okumasını tavsiye edersiniz." Einstein ne der dersiniz, "Peri hikayeleri okutun." Bunun bir sebebi vardır. Bizim ülkemizde buna önem verilmese de hayal gücü bilim için temel taşlardan bir tanesi. Yine Einstein hayal gücünün bilgiden daha önemli olduğunu söyler. Yazarda aynı noktaya değinerek hayal gücünün büyük önemine değiniyor. Bilim bir hayalden üretim işidir çünkü. Ortaya bir hipotez atacağınız sırada edindiğiniz bilgiler ile resmen ortaya bir fikir atarsınız. Ondan sonra bu iş doğrumu değil mi diye üzerine araştırma yaparsınız. Hayal gücü eksikliğinin sonuçlarını görmek isterseniz bizim üniversitede sözde akademisyenlere bakmanız yeterlidir. 

Matematik sorunu genel olarak sıkıntı çıkarmasa da yinede genel seviyede bilmek gerekiyor. Yüksek matematik öğrenemediğiniz mühendislik, fizik ve matematik bölümlerinde akademik ilerleme sıkıntı yaratabilir. Diğer bir sıkıntılı yol ise bizim ülkemizde yabancı dil problemidir. Bunun aşmak içinde önceden yabancı dili halletmek en iyisi. Sadece okuduğunu anlamak değil makale yazabilmek, yurt dışındaki meslektaşların ile irtibata geçmek, uluslar arasın toplantılarda konuşmak ve dinleyebilecek seviyede İngilizceye sahip olmak önemli. Bana göre bir bilimsel düşünme mantığını oturtmak ve bunun üzerine bilgi sahibi olmakta da bir hayal gücü kadar önemli bir husus. Bir soruna yada fikre bilimsel yaklaşamayan bunu geliştirememiş insanlar yeteri kadar yol alamazlar. Bilim dünyasında aslında iletişim ve birlikte çalışmak faydalı bir konu. Türkiye de ne yazık ki bu pek mümkün olmuyor. Yurt dışında önem verilen konulardan bir tanesi. Bilim adamı olma yolunda ilerlerken bir akıl hocanızın olması, o yollardan daha önce geçmiş, sizi fikirleri, deneyimleri ile destekleyecek bir akıl hocanızın olması önemli. Farklı bölümlerden, farklı anabilim dallarında ve farklı konularda çalışanlar ile sohbet etmek, arkadaşlık etmekte bilim kariyeri açısından size farklı ufuklar açabilecek bir etken. Hem çevrenizi genişlerken hemde ortak bir çalışma konusu bulma, ilginizi çeken bir konu ile ilgilenme imkanınız ortaya çıkabilir. Yabancı üniversitelerde yemekleri insanlar karma şekilde oturarak yerler. Bu sayede farklı bilim insanları ile sohbet etmek ve tanışmak için fırsat yaratmak isterler. Bunun yanında her hafta yapılan zorunlu katılımlı seminerler düzenlerler. Böylelikle hem insanlara yeni fikirler edinmelerini sağlamak hemde insanların yaptıkları çalışmaları diğer bilim insanlarına aktarması sağlamaktadır.

Yazar tecrübelerinden yararlanarak daha bir çok konuda tavsiyelerde bulunuyor kitapta. Bilim insanı olmak isteyenler, bilime meraklı olanlar için tavsiye edeceğim bir kitap. 

4 yorum:

  1. Söylediklerinizin çoğuna katılıyorum. Çok klişe bir laf olacak ama çok sıkıntılı bir eğitim sistemimiz var ve gittikçe daha da sıkıntılı bir hâl alıyor. Bilim denince düşündüğümüz, aklımıza gelen şeyler bile sorunlu genelde. İnsanımız daha çok kendimi kolay para kazanabileceğim rahat bir yere atayım derdinde ama ufak bir azınlık da olsa bilim insanı olmak için çabalayanlar olduğu da gerçek. Ancak teşviki geçtim, çaba gösteren insanları yerleştirebileceğimiz yerimiz bile yok. Umarım bu döngü kırılır. Sevgiler.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bu şekilde devam ettiği sürece döngünün kırılacağı yok gibi gözüküyor. Bilimin halen ezber düşünce ile yetişmiş kişiler üzerine kurmaya çalışıyorlar. Bilim insanı arama kriterlerinden bir tanesi yine ezberci eğitimdeki başarıların. Bizim ülkemizde bilim insanı çıkar ama genel bir bilim görüşünün hakim olması zor. Umarım ileride değişir diyeceğim ama yinede zor iş. Birkaç yıl önce bir araştırma okumuştum Türkiye'nin ortalama eğitim seviyesi ilkokul, önümüzdeki 70 yıl bu insanların yaşayacağı düşünüldüğünde bu seviyede bir düşünce yapısı ülkeye hakim olacak.

      Sil
  2. Einstein hakkındaki bu hikayeyi ben de severim ama maalesef ki ülkemizde verilen eğitim hayal gücünü ortadan kaldırıyor. Törpülüyor. Tek tip düşünmeye itiyor. Dil eğitimine değinmiyorum bile, kaç tane lise mezunu onca yıl İngilizce dersi almasına rağmen konuşabiliyor ki? Üzücü ama gerçekler. İyi okumalar :))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ne yazık ki bizde eğitimin her döneminde ezberci eğitim hakim. Hayal gücü ise insanların dalga geçtiği, senin söylediğin gibi törpülenmeye çalışılan bir özellik. Durumumuz bundan dolayı pek iç açıcı değil. Eğitim alırken kişilerin daha özgür düşünüp, hayal kurmaları gerekiyor.

      Sil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...