18 Eylül 2015 Cuma

Yeni Atlantis



Utopya ve karşıtı olan distopya kavramı günümüzde popüler kitaplarda ve onun yansıması olan sinemada artık çok karşımıza çıkmakta. İnsanlar bu kitapları severek okurken acaba arkasındaki gerçek felsefeyi hiç düşündüler mi? 

Yüzyıllar önce insanoğlu mükemmel dünyanın düşünü kurmaya başladı. Uyuşmazlıkların, açlığın ve mutsuzlukların olmadığı bir dünya. 1516 Yılında Thomas More ilk defa böyle bir dünya yaratarak ismine Utopya dedi. Böylelikle insanlığın kendi özlemini duyduğu mükemmel dünya tasfirine bir isim verilmiş oldu. Bu sözcüğün geldiği yer aslında Yunanca da bulunan "ou-topos" yani olmayan yer, hiç bir yer manasına geliyordu. Fakat burada Thomas More bir kelime oyunu yaparak "eu-topos" güzel yer kelimesini kullanarak yeni bir kelime ile ona anlam vermiş oldu. Tabi Thomas More'dan çok öneceleri ideal devleti ve toplumu düşünenler olmuştu. Platon Devleti bu ideal toplumun ve devletin nasıl olması gerektiğini anlatıyordu.

Thomas More'dan sonra mükemmel toplum arayışı giderek artmaya başladı. Burada insanlar kendi hükümetlerini yada gördükleri yanlışları eleştirmek için yeni bir yol bulmuşlardı. Bu düşüncenin siyasi-felsefi yanı sıra edebiyatı da etkiledi. Böylelikle siyasi eleştirileri olmayan edebi Utopyalarda ortaya çıktı.

Bacon; iyi eğitim görmüş, kraliçeye yakın çevrede yetişmiş ve devletin üst kademelerinde görev almış bir kişi. Fakat kendisinin devlet görevinde yaptığı hatalar, rüşvet almak gibi, devlet görevinden uzaklaştırılmasına neden olmuş. Kendi malikanesinde geçirdiği yıllar boyuncada çeşitli yazılar kaleme almış. Hayatının son dönemlerinde yazdığı bu ufak Utopya denemesi de bu tür içinde yerini almış oldu.

Kitabı anlatmayacağım çünkü çok kısa, burada Bacon'un Thomas More'dan fazlaca etkilendiğini belirtelim. Fakat kendisinin yazdığı bu Utopya siyasi bir eleştiri içermiyor. Anlatımı çok akıcı değil, kendisinin kurduğu bu dünyada bilim ve din ilişkisini öne çıkarmış bana göre. Geri kalan klasik Utopyalara benziyor. Çok etkileyici bir eser değil diğer Utopyalara göre ama literatürde okunması gereken bir eser.

Günümüzde Utopya bana göre ikiye ayrılıyor.  Felsefi bir yapısı olanlar ve popüler kültürün getirdiği romanlar. Utopya düşüncesi ne kadar insana güzel gelse de aslında hiç bir zaman ulaşamayacağı bir ortam insanoğlunun. Bunun yanında aslında kendi içinde çok sert ve acımazsız gözüken kuralları da bulundurabiliyor. Karşıtı olan Distopya fikri kadar baskıcı olmasa da bazı kuralları serttir. İnsanoğlunun yapısı her ikisine de uymayacaktır. Bu türü okuyacakların ilk önce bu temel kitapları okumasını daha sonra romanlara geçmesini tavsiye ederim.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...